NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYER

<< 2329 >>

174- Nöbet Tutmak

 

[-: 8815/2 :-] Abdullah (b. Mes'ud) anlatıyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hudeybiye zamanında yanımıza gelejiği zaman: "Kim bu gece nöbetimizi tutacak?" diye sordu. Ben: ''Ben tutarım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen uyursun" karşılığını verdi ve bir daha: "Kim bu gece nöbetimizi tutacak?" diye sordu. Herkes sustu. Bunun üzerine ben yine: ''Ben tutarım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman sen tut" buyurdu. Ben de onların nöbetini tuttum. Ancak sabaha karşı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dediği gibi oldu ve uyudum. Uyandığımda güneşin kızgınlığı omuzlarımızdaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı ve (namaz konusunda) her zaman yaptığı (kıldığı) gibi yaptı ve: "Allah uyumanızı istemeseydi uyumazdınız. Ancak Allah sizden sonrakilere, uyuyanlara ve unutanIara bu konuda sünnet olsun istedi" buyurdu.

 

Tuhfe: 16225

8803. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

الدعاء للحارس

175- Nöbetçiye Dua Etmek

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا الليث عن يحيى بن سعيد عن عبد الله بن عامر بن ربيعة أن عائشة قالت سهر رسول الله صلى الله عليه وسلم مقدمة المدينة ليلة قال ليت رجلا صالحا من أصحابي يحرسني الليلة قالت فعجبنا من ذلك قال فبينا نحن كذلك إذ سمعنا خشخشة سلاح فقال من هذا قال سعد بن أبي وقاص فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم ما جاء بك قال سعد وقع في نفسي خوف على رسول الله صلى الله عليه وسلم فجئت أحرسه فدعا له رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم نام

 

[-: 8816 :-] Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir (yolculuk dönüşünde) gece Medine'nin girişinde geceledi. Bir ara: "Keşke ashabımdan salih biri olsaydı da nöbetimizi tutsaydı" buyurdu. O esnada bir hışırtı sesi duyduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim o?" diye sorunca: "Ben Sa'd b. Ebi Vakkas'ım" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Niye geldin?" diye sorunca da, Sa'd: "Allah Resulüne karşı içimde bir korku oldu. Bunun için nöbetini tutmaya geldim" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayır duada bulundu ve ardından uyudu.

 

Tuhfe: 16225

8160. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

فضل الحرس

176- Nöbet Tutmanın Fazileti

 

أنبأ محمد بن بشار قال حدثنا يحيى قال ثنا ثور بن يزيد عن عبد الرحمن بن عابد عن مجاهد بن رباح عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال ألا أنبئكم بليلة أفضل من ليلة القدر حارس حرس في أرض خوف لعله لا يرجع إلى أهله قال محمد كان يحيى إذا حدث به على رؤوس الملا لا يرفعه وإذا حدث به في الخلوة وخاصة رفعه

 

[-: 8817 :-] ibn Ömer'in bildirdiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size Kadir gecesinden daha hayırlı olan bir geceyi söyleyeyim mi? Düşman korkusu olan bir yerde, bir nöbetçinin nöbet tuttuğu gecedir. Olur ya o kişi belki ailesine geri dönemez" buyurdu.

Muhammed der ki: Yahya bu hadisi bütün halka aktardığı zaman hadisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dayandırmazdı. Fakat yakınlarına ve arkadaşlarına aktardığı zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dayandırırdı.

 

Tuhfe: 7408

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.

 

 

أنبأ الحارث بن مسكين قراءة عليه عن بن وهب قال حدثني عبد الرحمن بن شريح عن محمد بن شمير عن أبي علي الجنبي عن أبي ريحانه قال خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في غزوة فسمعته يقول حرمت النار على عين دمعت من خشيت الله حرمت النار على عين سهرت في سبيل الله ونسيت الثالثة وسمعت بعد أنه قال حرمت النار على عين غضت عن محارم الله

 

[-: 8818 :-] Ebu Reyhane der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir gazveye gitmiştik. Bir ara: "Allah korkusu ile yaşaran gözlere ateş haram kılındı. Allah yolunda gece uyumayan gözlere ateş haram kılındı" buyurduğunu bildirir. Üçüncü sözünü ise unuttum. Ancak daha sonra: "Allah'ın haram kıldığı şeylere bakmaktan sakınan gözlere ateş haram kılındı" dediğini işittim.

 

Tuhfe: 12040

4310. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا محمد بن يحيى بن محمد قال حدثنا أبو توبة قال حدثنا معاوية بن سلام عن زيد بن سلام أنه سمع أبا سلام قال حدثني السلولي أنه حدثه سهل بن الحنظلية أنهم سافروا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم حنين فأطنبوا في السير حتى كان عشية حضرت الصلاة عند رسول الله صلى الله عليه وسلم فجاء رجل فارس فقال يا رسول الله إني انطلقت من أيديكم حتى طلعت جبل كذا وكذا فإذا أنا بهوازن على بكرة أبيه بظعنهم ونعمهم ونسائهم قد اجتمعوا إلى حنين فتبسم رسول الله صلى الله عليه وسلم وقال تلك غنيمة المسلمين غدا إن شاء الله ثم قال من يحرسنا الليلة فقال أنس بن أبي مزيد الغنوي أنا يا رسول الله فقال اركب فركب فرسا له فجاء إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم استقبل هذا الشعب حتى تكون في أعلاه ولا تغزن من قبلك الليلة فلما أصبح خرج رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى مصلاه فركع ركعتين ثم قال هل أحسستم فارسكم قال رجل يا رسول الله ما أحسسناه فثوب بالصلاة فجعل رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو يصلي يلتفت إلى الشعب حتى إذا قضى صلاته سلم وقال أبشروا قد جاء فارسكم فجعلنا ننظر إلى خلال الشجر في الشعب فإذا هو قد جاء حتى وقف على رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال إني انطلقت حتى كنت في أعلى هذا الشعب حيث أمرني رسول الله صلى الله عليه وسلم فلما أصبحت طلعت الشعبين كليهما فنظرت فلم أر أحدا فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم هل نزلت الليلة قال لا إلا مصليا أو قاض حاجة قال فقد أوجبت فلا عليك ألا تعمل بعد هذا

 

[-: 8819 :-] Sehl b. el-Hanzaliyye anlatıyor: Huneyn savaşı sırasında, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber yola çıkmıştık. Yürüyüşümüz uzun sürmüştü. Akşam olduğunda namaz için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında bulundum. Bir atlı geldi ve:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Sizin yanınıza gelene kadar filan ve filan dağı geçtim. Hevazin kabilesi büyükten küçüğe, yüklü yüksüz develeri ve kadınları ile Huneyn'de toplanmış bulunmaktalar" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tebessüm edip: "Yarın bunlar Müslümanların ganimeti olacaktır inşaaIlah" buyurdu. Sonra: "Bu gece nöbetimizi kim tutacak?" diye sorunca, Enes b. Ebi Mersed el-Ganevi:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Ben tutarım" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Atına) Bin" deyince, o da atına binip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şu dağa git ve en yüksek yerine çık. Bu gece senin bulunduğun taraftan saldıroya uğramayalım" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabahladığında namazgahına gidip iki rekat namaz kıldı. Sonra: "Atlınızı gördünüz mü?" diye sordu. Bir adam: "Görmedik, ey Allah'ın Resulü!" dedi. Namaz için kamet getirildi ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaza başladı. Namaz kılarken de dağ'a bakıyordu. Namazı kılıp selam verdiğinde: "Müjdeler olsun size! Atlınız geldi" buyurdu. Biz de dağdaki ağaçların ardına bakmaya başladık. Bir süre sonra Enes geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında durup: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in emrettiği gibi dağın en yüksek yerine çıktım. Sabahladığım zaman da her iki dağa çıkıp bakındım, ancak kimseyi göremedim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu gece hiç aşağı indin mi?" diye sorunca: "Hayır! Ancak namaz kılmak ve ihtiyaç gidermek için indim" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen (Cenneti) kazanacak bir amel işledin. Bundan sonra bir amel işlemesen de olur" buyurdu.

 

Tuhfe: 4650

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu D:ivud (916, 2501) rivayet etti.